تَبَّتْ يَدَا أَبِي لَهَبٍ وَتَبَّ (١)
1-) Tebbet yedâ ebî lehebin ve tebb.
Diyanet: Ebû Leheb'in elleri kurusun. Zaten kurudu.
Diyanet Vakfı: Ebu Leheb'in iki eli kurusun! Kurudu da.
E. Hamdi Yazır: Ebu Leheb'in elleri kurusun (yok olsun o), zaten yok oldu ya.
مَا أَغْنَى عَنْهُ مَالُهُ وَمَا كَسَبَ (٢)
2-) Mâ eğnâ anhu mâluhû ve mâ keseb.
Diyanet: Ona ne malı fayda verdi, ne de kazandığı.
Diyanet Vakfı: Malı ve kazandıkları ona fayda vermedi.
E. Hamdi Yazır: Ne malı ne de kazandığı onu kurtaramadı.
سَيَصْلَى نَارًا ذَاتَ لَهَبٍ (٣)
3-) Seyeslâ nâren zâte leheb.
Diyanet: O, bir alevli ateşe girecektir.
Diyanet Vakfı: O, alevli bir ateşte yanacak.
E. Hamdi Yazır: (O), alevli bir ateşe girecektir.
وَامْرَأَتُهُ حَمَّالَةَ الْحَطَبِ (٤)
4-) Vemraetuhû hammâletelhatab.
Diyanet: Sırtında odun taşıyarak karısı da (o ateşe girecektir).
Diyanet Vakfı: Odun taşıyıcı olarak karısı da (ateşe girecek).
E. Hamdi Yazır: Karısı da odun hamalı olarak (onunla beraber girecektir).
فِي جِيدِهَا حَبْلٌ مِنْ مَسَدٍ (٥)
5-) Fî cî dihâ hablun min mesed.
Diyanet: Boynunda bükülmüş hurma liflerinden bir ip olduğu hâlde.
Diyanet Vakfı: Ve boynunda hurma lifinden bükülmüş bir ip olduğu halde.
E. Hamdi Yazır: Boynunda da hurma lifinden bir ip olacaktır.
Diğer Sitelerimiz
Arapça Latin harf Arapça okumada zorluk çekenlere kolaylık olması açısından konulmuştur. Ses dosyaları da eklenecektir.