Büruc Suresi (Bürûc Sûresî) okunuşu ve anlamı

وَالسَّمَاءِ ذَاتِ الْبُرُوجِ (١)

1-)

Diyanet: Burçlarla dolu göğe andolsun,

Diyanet Vakfı: Burçlara sahip gökyüzüne,

E. Hamdi Yazır: Burçlar sahibi gökyüzüne,

وَالْيَوْمِ الْمَوْعُودِ (٢)

2-)

Diyanet: Va'dedilmiş güne (kıyamete) andolsun,

Diyanet Vakfı: Geleceği bildirilmiş olan güne,

E. Hamdi Yazır: Vaad olunan o güne,

وَشَاهِدٍ وَمَشْهُودٍ (٣)

3-)

Diyanet: Şâhitlik edene ve şahitlik edilene andolsun ki, (mü'minleri yakmak için) hendek kazıp (içinde) alevli ateş yakanlar lânetlenmiştir.

Diyanet Vakfı: (O günde) tanıklık edene ve edilene andolsun ki,

E. Hamdi Yazır: Şahitlik edene ve edilene andolsun ki,

قُتِلَ أَصْحَابُ الْأُخْدُودِ (٤)

4-)

Diyanet: Şâhitlik edene ve şahitlik edilene andolsun ki, (mü'minleri yakmak için) hendek kazıp (içinde) alevli ateş yakanlar lânetlenmiştir.

Diyanet Vakfı: Kahroldu o hendeğin sahipleri,

E. Hamdi Yazır: Kahroldu o hendeğin sahipleri,

النَّارِ ذَاتِ الْوَقُودِ (٥)

5-)

Diyanet: Şâhitlik edene ve şahitlik edilene andolsun ki, (mü'minleri yakmak için) hendek kazıp (içinde) alevli ateş yakanlar lânetlenmiştir.

Diyanet Vakfı: O çıralı ateşin ,

E. Hamdi Yazır: O çıralı ateşin,

إِذْ هُمْ عَلَيْهَا قُعُودٌ (٦)

6-)

Diyanet: O vakit, ateşin etrafında oturmuş, mü'minlere yaptıklarını seyrediyorlardı.

Diyanet Vakfı: Onlar (yakanlar) da başlarına oturmuşlar,

E. Hamdi Yazır: Hani o ateşin başına oturmuşlar,

وَهُمْ عَلَى مَا يَفْعَلُونَ بِالْمُؤْمِنِينَ شُهُودٌ (٧)

7-)

Diyanet: O vakit, ateşin etrafında oturmuş, mü'minlere yaptıklarını seyrediyorlardı.

Diyanet Vakfı: Müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı.

E. Hamdi Yazır: Müminlere yaptıklarını seyrediyorlardı.

وَمَا نَقَمُوا مِنْهُمْ إِلَّا أَنْ يُؤْمِنُوا بِاللَّهِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ (٨)

8-)

Diyanet: Onlar mü'minlere ancak; göklerin ve yerin hükümranlığı kendisine ait olan mutlak güç sahibi ve övülmeye lâyık Allah'a iman ettikleri için kızıyorlardı. Allah, her şeye şahittir.

Diyanet Vakfı: Onlardan, sırf, azîz ve hamîd olan Allah'a iman ettikleri için intikam aldılar.

E. Hamdi Yazır: Müminlere kızmalarının sebebi de, onların yalnız çok güçlü ve övgüye lâyık olan Allah'a iman etmeleri idi.

الَّذِي لَهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَاللَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ (٩)

9-)

Diyanet: Onlar mü'minlere ancak; göklerin ve yerin hükümranlığı kendisine ait olan mutlak güç sahibi ve övülmeye lâyık Allah'a iman ettikleri için kızıyorlardı. Allah, her şeye şahittir.

Diyanet Vakfı: O Allah ki, göklerin ve yerin mülkü kendisine aittir, ve Allah her şeye şahittir .

E. Hamdi Yazır: O Allah ki, göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur ve Allah her şeye şahittir.

إِنَّ الَّذِينَ فَتَنُوا الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ الْحَرِيقِ (١٠)

10-)

Diyanet: Şüphesiz mü'min erkeklerle mü'min kadınlara işkence edip, sonra da tövbe etmeyenlere; cehennem azabı ve yangın azabı vardır.

Diyanet Vakfı: Şüphesiz inanmış erkeklerle inanmış kadınlara işkence edip sonra tevbe de etmeyenlere cehennem azabı ve (orada) yanma cezası vardır.

E. Hamdi Yazır: İnanan erkek ve kadınlara işkence yapıp sonra da tevbe etmeyenlere cehennem azabı ve yangın azabı vardır.

إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ جَنَّاتٌ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ ذَلِكَ الْفَوْزُ الْكَبِيرُ (١١)

11-)

Diyanet: İman edip salih ameller işleyenlere gelince; onlara içinden ırmaklar akan cennetler vardır. İşte bu büyük başarıdır.

Diyanet Vakfı: İman edip sâlih ameller işleyenlere ise, zemininden ırmaklar akan cennetler vardır. İşte büyük kurtuluş budur.

E. Hamdi Yazır: İnanan ve iyi amel yapanlar için de altından ırmaklar akan cennetler vardır. İşte büyük kurtuluş odur.

إِنَّ بَطْشَ رَبِّكَ لَشَدِيدٌ (١٢)

12-)

Diyanet: Şüphesiz, Rabbinin yakalaması çok çetindir.

Diyanet Vakfı: Şüphesiz Rabbinin yakalaması çok şiddetlidir.

E. Hamdi Yazır: Kuşkusuz Rabbinin yakalaması serttir.

إِنَّهُ هُوَ يُبْدِئُ وَيُعِيدُ (١٣)

13-)

Diyanet: Şüphesiz O, başlangıçta yaratmayı yapar, sonra onu tekrarlar.

Diyanet Vakfı: Bilin ki O, (kâinat yokken) ilk olarak yaratan, (ölümden sonra tekrar hayatı) geri getirendir.

E. Hamdi Yazır: Yoktan o yaratır ve tekrar o diriltir.

وَهُوَ الْغَفُورُ الْوَدُودُ (١٤)

14-)

Diyanet: O, çok bağışlayandır, çok sevendir.

Diyanet Vakfı: O, çok bağışlayan ve çok sevendir.

E. Hamdi Yazır: Bununla beraber çok bağışlayandır, çok sevendir.

ذُو الْعَرْشِ الْمَجِيدُ (١٥)

15-)

Diyanet: Arş'ın sahibidir, şanı yüce olandır.

Diyanet Vakfı: Şerefli Arş'ın sahibidir.

E. Hamdi Yazır: Arş'ın sahibidir, yücedir.

فَعَّالٌ لِمَا يُرِيدُ (١٦)

16-)

Diyanet: Dilediğini mutlaka yapandır.

Diyanet Vakfı: Dilediği şeyleri mutlaka yapandır.

E. Hamdi Yazır: Dilediğini yapandır.

هَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ الْجُنُودِ (١٧)

17-)

Diyanet: Orduların, Firavun ve Semûd'un haberi sana geldi mi?

Diyanet Vakfı: Orduların, haberi sana geldi mi?

E. Hamdi Yazır: O orduların kıssası sana geldi mi?

فِرْعَوْنَ وَثَمُودَ (١٨)

18-)

Diyanet: Orduların, Firavun ve Semûd'un haberi sana geldi mi?

Diyanet Vakfı: Yani Firavun ve Semûd'un

E. Hamdi Yazır: Yani Firavun ve Semud'un?

بَلِ الَّذِينَ كَفَرُوا فِي تَكْذِيبٍ (١٩)

19-)

Diyanet: Hayır, inkâr edenler, hâlâ yalanlamaktadırlar.

Diyanet Vakfı: Doğrusu inkârcılar (gerçeği) yalanlayıp dururlar.

E. Hamdi Yazır: Fakat o inkarcılar hâlâ bir yalanlama içinde.

وَاللَّهُ مِنْ وَرَائِهِمْ مُحِيطٌ (٢٠)

20-)

Diyanet: Oysa Allah, onları arkalarından kuşatmıştır.

Diyanet Vakfı: Allah onları arkalarından kuşatmıştır.

E. Hamdi Yazır: Oysa Allah onları arkalarından kuşatmıştır.

بَلْ هُوَ قُرْآنٌ مَجِيدٌ (٢١)

21-)

Diyanet: Hayır, o (yalanlamakta oldukları kitap) şanı yüce bir Kur'an'dır.

Diyanet Vakfı: Hayır o şerefli bir Kur'an'dır.

E. Hamdi Yazır: Hayır o şerefli bir Kur'ân'dır.

فِي لَوْحٍ مَحْفُوظٍ (٢٢)

22-)

Diyanet: O, korunmuş bir levhada (Levh-i Mahfuz'da)dır.

Diyanet Vakfı: Levh-i Mahfuz'dadır.

E. Hamdi Yazır: Levh-i Mahfuz'dadır.

Diğer Sitelerimiz



Arapça Latin harf Arapça okumada zorluk çekenlere kolaylık olması açısından konulmuştur. Ses dosyaları da eklenecektir.

İletişim