وَالْعَادِيَاتِ ضَبْحًا (١)
1-)
Diyanet: Soluk soluğa süratle koşan,
Diyanet Vakfı: Harıl harıl koşanlara,
E. Hamdi Yazır: O harıl harıl (savaşa) koşanlara,
فَالْمُورِيَاتِ قَدْحًا (٢)
2-)
Diyanet: (Koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran,
Diyanet Vakfı: (Nallarıyla) çakarak kıvılcım saçanlara,
E. Hamdi Yazır: (Tırnaklarıyla yerden) ateş çıkaranlara,
فَالْمُغِيرَاتِ صُبْحًا (٣)
3-)
Diyanet: Sabah erkenden baskın yapan,
Diyanet Vakfı: (Ansızın) sabah baskını yapanlara,
E. Hamdi Yazır: Sabahleyin akın edenlere,
فَأَثَرْنَ بِهِ نَقْعًا (٤)
4-)
Diyanet: Orada tozu dumana katan,
Diyanet Vakfı: Orada tozu dumana katanlara,
E. Hamdi Yazır: Tozu dumana karıştıranlara,
فَوَسَطْنَ بِهِ جَمْعًا (٥)
5-)
Diyanet: Ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki,
Diyanet Vakfı: Derken orada bir topluluğun ta ortasına girenlere yemin ederim ki ,
E. Hamdi Yazır: Derken bir topluluğun ortasına dalanlara yemin ederim ki,
إِنَّ الْإِنْسَانَ لِرَبِّهِ لَكَنُودٌ (٦)
6-)
Diyanet: İnsan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.
Diyanet Vakfı: Şüphesiz insan, Rabbine karşı pek nankördür.
E. Hamdi Yazır: Şüphesiz insan, Rabbine karşı çok nankördür.
وَإِنَّهُ عَلَى ذَلِكَ لَشَهِيدٌ (٧)
7-)
Diyanet: Hiç şüphesiz buna kendisi de şahittir.
Diyanet Vakfı: Şüphesiz buna kendisi de şahittir ,
E. Hamdi Yazır: Ve kendisi de buna şahittir.
وَإِنَّهُ لِحُبِّ الْخَيْرِ لَشَدِيدٌ (٨)
8-)
Diyanet: Hiç şüphesiz o, mal sevgisi sebebiyle çok katıdır.
Diyanet Vakfı: Ve o, mal sevgisine de aşırı derecede düşkündür.
E. Hamdi Yazır: Gerçekten o dünya malını çok sevdiği için katıdır.
أَفَلَا يَعْلَمُ إِذَا بُعْثِرَ مَا فِي الْقُبُورِ (٩)
9-)
Diyanet: Acaba o bilmiyor mu ki, kabirlerde bulunanlar çıkarıldığı,
Diyanet Vakfı: Kabirlerde bulunanların diriltilip dışarı atıldığını düşünmez mi?
E. Hamdi Yazır: Bilmiyor mu ki, kabirlerin içindekiler fırlatılacak.
وَحُصِّلَ مَا فِي الصُّدُورِ (١٠)
10-)
Diyanet: Ve kalplerdeki ortaya konulduğu zaman,
Diyanet Vakfı: Ve kalplerde gizlenenler ortaya konduğu zaman ,
E. Hamdi Yazır: Ve sinelerin içindekiler derlenecek.
إِنَّ رَبَّهُمْ بِهِمْ يَوْمَئِذٍ لَخَبِيرٌ (١١)
11-)
Diyanet: İşte o gün onların Rabbi kendilerinin her hâlinden mutlaka haberdardır.
Diyanet Vakfı: Şüphesiz Rableri o gün onlardan tamamıyle haberdar
E. Hamdi Yazır: O gün Rableri onların bütün yaptıklarından haberdardır
Diğer Sitelerimiz
Arapça Latin harf Arapça okumada zorluk çekenlere kolaylık olması açısından konulmuştur. Ses dosyaları da eklenecektir.